Konusu
Vergisel düzenlemeler kurumların ve faaliyetlerin finansmanında önemli belirleyiciler arasındadır. Zira vergi oranlarındaki bir artış ya da azalış kurum ve faaliyetlerin finansman dengelerini önemli ölçüde değiştirebildiği gibi karlılıkları da etkilemek suretiyle yatırımcı kararları açısından da önemli belirleyiciler arasına girmektedir. Aynı şekilde bazı kurumlara ya da faaliyet alanlarına tanınan muafiyet ve istisnalar da bu kurumların ya da faaliyet alanlarının benzerlerine göre sübvanse edilmesi anlamına gelmekte ve finansman yükünün azaltılması sonucunu doğurmaktadır. Finansman imkanları geliştirilmiş kurum, faaliyet alanı ya da sektörler diğerlerine göre avantajlı konuma geçmekte ve rağbet görmektedirler.
Sosyal Hizmet Kurumlarında vergileme başlığının içinin doldurulmasında öncelikle sosyal hizmet kurumlarının hangi kurumlar olduğunun ya da vergi kanunları karşısında ortak özelliklerinin neler olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Sosyal hizmet kurumlarının hangi kurumlar olduğu konusunu sosyal hizmet çalışmacılarına bırakmaktayız. Bu kurumların vergi kanunları karşısındaki konumunun belirlenmesinde ana olarak iki tip yapı ortaya çıkmaktadır.
-Birincisi tamamen devlet tarafından sevk ve idare edilmekle birlikte finansmanı da genel bütçeden karşılanan sosyal hizmet kurumlarıdır.
-İkincisi ise bakanlar kurulunca kamuya yararlı statüsü verilmiş veya verilmemiş dernek veya vakıf statüsünde kurulmuş olan organizasyonlar ve bunların iktisadi işletmeleridir.
Bunların vergi kanunları karşısındaki konumu ele alındığında ise ana vergi türleri ve bu kurumlara tanınan muafiyet ve istisnaların varlığı devreye girmektedir. Bu çerçevede bu çalışmada ele alacağımız ve sosyal hizmet çalışmacılarınca sosyal hizmet kurumu kapsamına alınabileceğini düşündüğümüz dernek ve vakıfların öncelikle kendilerini en fazla ilgilendiren kurumlar vergisi karşısında konumları incelenecektir. Bu kurumların diğer vergi türleri açısından durumlarına da değinilecektir.